Profil Kitap’da Ocak

Bir Mucizedir İnsan

Her bir yaşam evresi, insanın kendi varoluşsal hikâyesini inşa etmesine katkı sağlayan mucizevi ve işlevsel öğrenmelerle doludur. Bu kitap, insanın anne rahmindeki ilk anlarından yaşlılık döneminin olgunluğuna kadar uzanan benzersiz yolculuğunu ele alıyor. Beynimizdeki kimyasalların etkisinden hormonal değişimlere, yaşamın her evresinde karşılaşılan zorluklara ve fırsatlara ışık tutarak okurlara kendi hayatlarına dair yeni bir farkındalık kazandırıyor. Hangi nörobiyolojik yapılar bir çocuğun dünyayı keşfetme arzusunu tetikler? Beynimiz ergenlik döneminde neden bu kadar kaotik çalışır? Yetişkinlikteki kararlarımızı hangi biyolojik süreçler şekillendirir? Ruh sağlığı alanındaki yirmi yıllık deneyimin birikimiyle yazılan bu eser, bireyin gelişimsel hikâyesini anlamasına ve kendisiyle daha derin bir bağ kurmasına yardımcı olmayı amaçlıyor. İnsan olmanın mucizesini ve sürekli değişim hâlindeki benliğinizi keşfetmeye hazır mısınız?

Bir Parçacık Gökyüzü

Kirpi Kürdancık’ın bir hayali var: karanlık yuvasına biraz gökyüzü taşımak! Hayalini gerçekleştirmek için çıktığı yolda yalnız da değil: Sincap Kızılcık ve Kurbağa Zıpırcık onun yanında. Peki dostlarının yardımıyla bu küçük kirpinin büyük hayali gerçeğe dönüşebilecek mi?   “Bir Parçacık Gökyüzü” okurlarına hayal kurmanın gücünü, inancın getirdiği gayreti, dostluğun sıcaklığını ve yardımlaşmanın çift yönlü mutluluğunu hissettiren tatlı bir hikâye…  Siz de Kürdancık’a eşlik etmeye ne dersiniz?

KOZMOS BURADAN GEÇER

yine kalıyoruz sakince uzaklarda
bir kıyının savruk yamacında, oracıkta
bir gezegen seçelim içinde karanlıklar olan
ışığı kovan, arı bir an

SALYANGOZ VE TORNAVİDA

“Yanımda yürüyen adam, söyle, benim gördüklerimi sen de görüyor musun? Duyduklarımı sen de duyuyor musun? Aynı yolda mı yürüyoruz şu anda seninle? Aynı yere mi götürüyor peki bu yol bizi? Dur, cevap verme! Cevap verirsen eğer, işler daha da karışacak. Şu an içimden konuşuyorum. İçimden konuştuğum falan yok aslında basbayağı konuşuyorum ama şimdilik böyle iyi. Ben cevap vereceğim senin yerine: Aynı yolda yürümüyoruz. Bu yolda yalnızım ben, bu yol sadece benim için. Bana diğer bütün yolları yok kılan bir yol bu. Diğer bütün hedefleri ulaşılamaz kılan. Öyle yazıldı diye öyle değil, yanlış anlama. Ben öyle yazıyorum diye öyle. Sorma.” Bittiği yerde yeniden başlayan bir serüven. Denizin üzerinde havada asılı bir adam. Gün batımına doğru ilerleyen kırmızı bir Chevrolet Impala. Kimin yazdığı belli olmayan bir roman. Şairler, katiller ve âşıklar… Roman türünün sınırlarını zorlayan elinizdeki kitapta; genç şair Tevfik yıllar sonra İstanbul’a, arkadaşlarının yanına döner. Burada geçireceği iki hafta onun için hem varoluşsal hem de edebi anlamda bir krize dönüşür. İstanbul’da bir pasaj kahvesinde bir araya gelen yedi ahbap, iç dünyalarındaki çatışmaların ve arayışların izinde, hikâyenin kozmik bir düzlemle birleştiği finale doğru sürüklenir. Epik anlatı geleneğinden, modern ve postmodern roman tekniklerinden; şiirin, nesrin, halk dilinin ve mizahın imkânlarından beslenen Salyangoz ve Tornavida roman türünün bakir alanlarını keşfe çıkıyor.