Vatikan Casusları İkinci Dünya Savaşı’ndan Papa Francis‘e
| RESMI OLARAK VATIKAN’IN BİR CASUSLUK TEŞKİLATI YOK. PEKİ GERÇEKTEN ÖYLE Mİ? İkinci Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş dönemlerinde Roma, casuslarla dolup taşıyordu. Gizli bir grup piskopos ve rahip, Vatikan’daki “köstebeklerin” peşine düşüyor, gizli diplomasiyi yürütüyor, rahiplerin öldürülmeleri ve Kilise’yi tehdit eden diğer skandalları araştırıyor, Demir Perde’nin ardında son derece tehlikeli görevler üstleniyordu. Kutsal Makam’la iş birliği yapan ya da ona karşı çalışan yabancı istihbarat servislerinin yeni açıklanmış arşivlerinden yararlanan Vatikan Casusları, seksen yıllık gölge savaşlarını ve kirli oyunları gün yüzüne çıkarıyor. Bunlar arasında, Rusça konuşan rahiplerin Sovyetler Birliği’ne gizlice sokulması; XXIII. John ile Kruşçev arasındaki gizli müzakereler; Papa VI. Paul’ün CIA ile yakın ilişkisi; Doğu Bloku istihbaratının Vatikan’a sızması; Cizvitler ile Opus Dei arasındaki mücadeleler ve önce Güney Amerika’da komünizmle savaşmak, ardından Polonya’daki Dayanışma hareketini desteklemek için kullanılan gizli banka fonları yer alıyor. Eğlenceli, sürükleyici ve bir o kadar da sarsıcı olan bu kitap, yakın tarihin en karanlık sırlarını II. Dünya Savaşı’ndan Papa Francis’e uzanan dönemde birer birer açığa çıkarıyor. |
Büroda Memur Yaşamından Kesitler
| “Walser gibi yazarlar dünyayı yönetenler arasında yer alsaydı, savaş olmazdı. Yüz bin okuru olsaydı, dünya daha iyi bir yer olurdu.” -Hermann Hesse Robert Walser’e göre büro, insanın kendi hayatına yabancılaştığı ama bu yabancılığın içinde düş görmeyi keşfettiği bir yerdir. Tam da bu yüzden kalemini bu ikiliğin kıyısına yerleştirir. Bir yanda disiplinin, kuralların, saatlerin ve dosyaların ağırlığı… Diğer yanda hayallerin, iç sesin ve küçük bir başkaldırının kıpırtısı… 1900’lerin başında bir bankada yardımcı kâtip olarak yaşadığı deneyimleri edebiyata dönüştüren Walser, modern dünyanın en sessiz figürlerini; kâtipleri, yardımcıları, memurları, bir kısır döngüye takılmış fakat düşbaz beyaz yakalıları görünür kılıyor. Onların sıradan gibi görünen günleri, Walser’in kaleminde insan ruhunun karmaşık bir haritasına dönüşüyor. Melville’in, Gogol’ün ve Kafka’nın hicivlerini anımsatan Büroda, çalışma dünyasını hem aydınlatıcı hem de kıvrak bir ironiyle çözümlüyor. Fakat bu kez söz patronlarda değil, masanın öteki tarafında oturanlarda. Walser’in hikâyeleri, tekdüze bir büro sabahının içinde yankılanan o hafif fısıltıyı duyabilenler için: sessiz ama sarsıcı, sade ama derin bir edebiyat… |
Sen Her Şeysin
| Bazı karşılaşmalar tesadüf değil , kalbin gizli duygularına verilmiş cevaplardır. Aydan kırgın, yaralı bir kadındır. Engin ise darmadağın olan hayatında bir başına kaldığı bebeğiyle, yaşama tutunmanın yollarını arayan çaresiz bir adam… Kayıpların gölgesinde geçmişin acılarını ve yeniden başlamanın korkusunu taşıyan bu iki yabancının yolları bir tesadüfle kesişir. Kader, beklenmedik anda bir bebeğin gülüşüne saklar ikinci şansı. Onları aynı hikâyenin içine yazar. Aydan, başkasına umut olurken kendi yaralarını sarar. Aydan’ın şefkatiyle yeşeren umut, Engin’in kalbinde çoktan unuttuğu bir duyguyu uyandırır. Ikisi de maziden muzdariptir ama belki tam da bu nedenle birbirlerini en iyi onlar anlar. Geçmişin acıları ile yarının umutları arasında çıktıkları yolculukta kalplerini yeniden açmanın, merhametin ve güvenin ne demek olduğunu keşfederler. Füsun Genç’in kaleme aldığı Sen Her Şeysin, bir duygu selinin akışına kapılacağınız, yürek ısıtan bir roman. |
İhanetler, hesaplaşmalar ve geçmişin gizleriyle dalga dalga yükselen satırlarında güvenli bir limana demir atmanın huzurunu da hissedeceksiniz.
Bay Gece
| Uzun süredir gökyüzünden, annelerin ninnilerini ve ninelerin masallarını dinleyen Gece, yeryüzüne inmek istiyor. Merak ediyor dondurmanın tadını, rengârenk kelebeği, gökkuşağını… Çok şanslı Gece çünkü onu seven arkadaşları var karanlık gökyüzünde. Onlardan biri kahraman Kutup Yıldızı, bir süper gücü var; dinlemek. Duyuyor gecenin özlemini ve ‘‘ Şıpıdı hipidi puf!’’ İşte karşımızda Bay Gece . Şen adımlar atıyor yeryüzünde; harika vakit geçiriyor. E tabii saatler gelip geçerken Bay Gece’yi merak eden ve arayanlar da oluyor hâliyle. Sahi neler oluyor o yokken gökyüzünde? Merak ettiyseniz buyurunuz hikâyemize. |